3 Ocak 2010 Pazar

Yılbaşında İnsan Haklarına Taciz!


Ne yalan söyleyeyim; yüce Rabbimin memleketimize lütfu olan bu AKP hükümetine ve bu hükümetin bizlere büyük bir lütfu olan demokratik açılıma hiç de layık olmadığımız tarihsel ve sosyal gerçeğini zaman zaman haykırmaktan kendimi alamıyorum, iyi de ediyorum! Sizlere kalsa en doğal insan hak ve özgürlükleri çiğnim çiğnim çiğnenirken karşı çıkacağınıza göbek atarsınız, atıyorsunuz da. Aynen yılbaşı gecesi Taksim’de olduğu gibi.

Eğlenmek herkesin hakkıdır beyler, yılbaşını güle oynaya karşılamak da öyle bayanlar! Yılbaşı gecesi Taksim’e yeni yılı karşılamak ve bu vesileyle eğlenmek için çıkan bazı vatandaşlara o gecenin nasıl zehir edildiğini ekranlarda izleyip gazetelerde okuduğumda “Yazıklar olsun!” diye isyan ettim “Bu memleket adam olmaz! Sallandıracaksın Taksim’de bir kaç tanesini, bak bir daha yaparlar mı!”

Yılbaşı gecesi Taksim’de bayanları taciz ediyorlar diye bazı vatandaşların yaka paça karakola sürüklenmelerinden söz ediyorum. Başka bir zaman ve başka bir mekânda olsa neyse ne de, yılda bir kez gelen böyle anlamlı bir gecede insan hak ve özgürlüklerinin hem de onları korumakla görevli kolluk güçlerince çiğnenmesi gayet demokratik bir ülke için ne acı bir kader ya Rabbim! O insanların eğlenmeye hakları yok mu? Herkesin eğlence anlayışı sizin gibi olmayabilir. Eğlence anlayışları sizden farklı diye onları ötekileştirmenin demokratik açılımla uyuşması mümkün mü yani elbet sorarım? Hem nereden biliyorsunuz kötü bir niyetle ellediklerini? Sizi her zaman yanıltan işte bu önyargılarınız.

Bir de utanmadan onları ekranlara ve fotoğraflarını gazete sayfalarına taşıyıp teşhir ederek kişilik haklarını taciz edenler sizler değilmişsiniz gibi başlıklar atıyorsunuz “Taksim’de tacizciler yakalandı!” Ayıptır ayıp. Vatandaş kendi istediği gibi mi eğlenecek, devletin istediği gibi mi? Hani nerede bireysel haklar ve yok mu gariban vatandaşı zalim devletin zulmüne karşı benden başka savunacak? Ya o akşam kazara ben de yakalanıp yaka paça götürülsem ve şimdi nezarette olsaydım, kim savunacaktı benim haklarımı?

Madem öyle, vatandaşın refahı için her türlü önlemi almak devletin görevleri arasında değil midir? Taksim’de bir takım vatandaşın eğlenmesi için her türlü zevk-ü sefayı seferber edip, hem elleyip hem eğlenmeyi tercih eden vatandaşlar için de bazı olanaklar sağlamak çok mu zor? Her sorunun çözümünü benden beklemek zorunda mısınız, insaf derim yani. Hadi bu kerelik ve bir defaya mahsus olmak üzere yine bir çözüm önereyim ama bu son. Yeter ki gelecek sene yılbaşında da Taksim’de insanlar yaka paça sürüklenip, insan hak ve özgürlükleri çiğnenmesin.

Efendim; Büyük Şehir Belediyesi mi olur, İstanbul Valiliği mi olur, ya da ikisi birden mi... Her neyse. Yılbaşı hazırlıkları yapılırken gazete ve televizyon kanallarından bir duyuru yaparlar. “İLAN: Yılbaşı gecesi Taksim’de yapılacak kutlamalarda tacizci vatandaşlara hizmette istihdam edilmek ve bir geceye mahsus olmak üzere yeteri sayıda bayan elemana ihtiyaç vardır. İşin niteliği; İşe alınacak elemanlar Taksim’de önceden belirlenip şeritlerle ayrılacak bir bölüm içinde akşam 18.00’den sabah saat 05’e kadar eğlenecekler, tacizci vatandaşlar önceden ilan edilen bu bölüme gelip kendilerine tacizde bulunduklarında görevlerini yapmış sayılacaklardır. Ücret tatminkâr olup, başvuruların...”

Zavallılar yeni yıla gireceğiz diye çıkmışlar Taksim’e, onunu yerine nezarethaneye girmişler. Demokratik açılım böyle olmaz, başlarım sizin insan hak ve özgürlüklerini fütursuzca ve de kolluk kuvvetleriyle çiğneyen demokratik açılımınıza. Halbuki çözümü bu kadar basit...



1 yorum: